CUMHURİYET TARİHİMİZİN ÖNCÜ KADINLARINDAN SABİHA RIFAT GÜRAYMAN
“Yaşamak faaliyet demektir. Bir toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken diğer uzvu atalet içinde olursa o toplum felç olmuştur. Dolayısıyla toplumumuz için ilim ve fen lazım ise bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın elde etmeleri gerekmektedir. Kadınların en büyük vazifesi analıktır, ilk terbiye verilen yer ana kucağı olduğu düşünülürse bu vazifenin önemi layıkıyla anlaşılır. Milletimiz kuvvetli bir millet olmaya azmetmiştir. Bugünün gereklerinden biri de kadınlarımızı her hususta yükselmelerini sağlamaktır. Bu sebeple kadınlarımız da ilim ve fen sahibi olacaklardır. Erkeklerin geçtikleri bütün tahsil derecelerinden geçeceklerdir sonra kadınlar erkeklerle yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır…” |
Atatürk 1923 yılında İzmir’de halka hitap ederken kadının ekonomik ve sosyal hayatta yer almasının ne kadar önemli olduğunu yukarıdaki bu sözleriyle ifade etmiştir. Ülkenin ekonomik, sosyal- kültürel her alanda gelişip ilerlemesi için vatandaşların bilgi sahibi olması gerekir.
Bu hem erkek hem de kadınlarımızla birlikte olmalıdır. Dünün ve bugünün başarılı insanları ilk gözlerini açtıklarında annelerini gördüler onları örnek aldılar. Aslında kadının çocukları eğiten, yetiştiren bir taraf olduğunu düşünürsek kız çocuklarına ve erkek çocuklarına iyi bir terbiye, okul öncesinde iyi bir eğitim vermesi için kadınların da bu eğitimden geçmiş olmaları lazımdır. Bilindiği gibi Türk kadını Kurtuluş Savaşı’mızda cephede savaşan erkeklere bütün gücüyle destek vermiştir. Cepheye erzak ve cephane taşımışlardır yaralı askerlerimize hastabakıcılık yapmışlardır. Tüm dünya tarafından bilindiği gibi kadınlarımız her alanda çok başarılı olmuşlardır, sahip oldukları bu başarıları kendi bileklerinin gücüyle yapmışlardır.
Türk kadını kamusal alana ilk olarak öğretmenlik mesleğiyle dâhil olmuştur ve daha sonra ebelik hizmetini yapmışlardır. Zamanla kadınlar halı dokumada, ipek ve tütün fabrikalarında dikiş-nakış işlerinde çalışmaya başlamıştır. Bu çalıştıkları alanlarda gayet başarılı olan kadınlarımız neden bilim konusunda ve eğitim konusunda da bir şeyler yapmasınlar? Ve yaptılar çok da başarılı oldular. Cumhuriyet tarihimizde her biri farklı konularda cesurca mücadele ile başarı elde etmiş örnek alınacak birçok kadın öncülerimiz vardır. Bunlardan biri de ilk kadın inşaat mühendisi olan Sabiha Rıfat Gürayman’dır.
“Yüksek Mühendis Mektebi’nin İlk İki Kız Öğrencisinden Biri Olmuş”
1927-1928 öğrenim yılında ilk defa Yüksek Mühendis Mektebi’ne kız öğrenci alınacağı haberini tesadüfen duyan Sabiha Rıfat Gürayman, kız arkadaşı Melek Ertuğ ile birlikte çok zorluklarla mektebe kayıt yaptırmayı başarmışlardır. Yüksek Mühendis Mektebi’nin ilk kız öğrencilerden biri olduğu için kendisine dikkatle, merakla bakan gözlere aldırmadan okuluna devam etmiştir. Sabiha Rıfat Gürayman, bir asker çocuğuydu ve babasının görev yerinin sürekli değişmesi nedeni ile çok zorluklar yaşamış ama kararlılığından hiç vazgeçmemiş ve 1933 yılında Yüksek Mühendis Mektebi’nden başarıyla mezun olmuştur.
Sabiha Rıfat’ın Gürayman’ın hayatının konu alındığı “Uçan Parmaklar” adlı belgeselde Gürayman’ın dayısının kızı Türkan Yurdagül onun çalışkanlığını okumaya olan hevesini şu sözlerle dile getiriyor:
“Çok akıllı bir kızdı ben onu okutmak için İstanbul’da kaldım derdi babam. Gece yarısı bir bakarım ki gaz lambasını yakardı diyor. Ne oldu Sabiha derdim dayıcım bir yere takıldım oraya çalışacağım dermiş o da dermiş ki uykunda da mı anlatıyorsun sen bunları. Çok çalışkan her tuttuğunu koparan bir kızdı derdi ve babam onu çok severdi.",3
Dünyada ilk kadın mühendis olduğu düşünülen Elizabeth Bragg 1876 yılında Berkeley’den mezun olurken neredeyse yarım asırlık bir farkla Türkiye’de ilk iki kadın mühendis 1933 yılında mezun olmuşlardır. Sabiha Rıfat Gürayman, Yüksek Mühendis Mektebi’ni bitiren ilk iki kızdan biriydi. Arkadaşı Melek Ertuğ’un evlenerek mesleğine devam etmediği için iş hayatında bir süre yalnız kalmıştı. Gürayman, ilk olarak Bayındırlık Bakanlığı’na başvurup o zamanki adı Nafıa Vekâleti’nde ilk görevine başlamıştır. İş hayatının ilk zamanları insanları kendine kabul ettirmekle uğraşmak zorunda kalmışsa da bir kadının inşaat mühendisi olabileceğini düşünemeyen herkese başarısıyla kendini kabul ettirmiştir ve zamanla etrafındaki kadın erkek herkesin saygısını kazanmıştır.
“Beypazarı Halkı Ona İthafen Köprünün İsmini Kız Köprüsü Koymuş”
O yıllarda savaşlarla yıkılmış olan ülkemizin yeniden inşa edilmesi için yapılan imar çalışmalarına Yüksek Mühendis Mektebi’nin ilk mezunları yetişmiş. Mühendisler şehir dışına gönderilmeye başlanmış ancak deneyimli mühendislerin gönderilmesi uygun görülmüştür. O dönemde Ankara-Beypazarı karayolunun 86. Km’sine yapılacak olan köprüde görev almak isteyen Sabiha Rıfat Gürayman isteğini dile getirmiş ancak isteği o zamanın valisi Nevzat Tandoğan tarafından uygun görülmediği için geri çevrilmiştir. Şartlara bakmaksızın ne olursa olsun gideceğini ısrarlı bir istekle tekrar bildirerek görevi almış ve büyük bir görev aşkıyla başlamıştır. Kısa sürede şantiye hayatına uyum sağlayarak hem beraber çalıştığı arkadaşlarının hem de köylü halkının sevgisini ve saygısını kazanmıştır. Pek çok kez inşaatı bırakarak gitmek isteyen işçileri ikna edip geri döndürmüş ve o dönemin en zorlu projelerinden biri sayılan bu köprünün yapımında örnek olacak bir azimle çalışmıştır. Başarıyla köprüyü bitirmişlerdir. Sonraları çalışmalarını takdir eden Beypazarı köylü halkı Sabiha Rıfat Gürayman’a temsilen köprünün ismini “Kız Köprüsü” diye anmışlardır.
“Anıtkabir Meslek Hayatının En Büyük Eseriydi”
Bu başarılı çalışmasından sonra Sabiha Rıfat Gürayman yine birçok okul, köprü ve bina yapımında da görev almıştır. Fakat meslek hayatının en önemli eseri olarak gördüğü Anıtkabir inşaatında 10 yıl süreyle kontrol mühendisi olarak görev almak Gürayman’ı çok onure etmiştir. Çünkü Atatürk’ün emri ile 1927-1928 öğrenim yılında ilk defa Mühendis Mektebi’ne kız öğrenci alınmaya başlanmasıyla birlikte kadınlara çağdaşlık yolu açılmıştı ve Sabiha Rıfat Gürayman mektebe kaydını yaptırıp başarılı bir inşaat mühendisi olarak mezun olmuştu. Ord. Prof. Emin Onat ve Prof. Orhan Arda tarafından projesi çizilen Anıtkabir’in kontrol mühendisliği görevini layıkıyla bitirip “Türk kadınına çağdaşlık yolunu açan Atatürk’e olan minnet borcumun bir bölümünü ödeyebilecektim” demiştir. Anıtkabir inşaatında bir kadın mühendisin görev yapması sadece Türkiye’de değil dünya çapında bir yankı uyandırmıştır. Anıtkabir’i ziyareti sırasında inşaatın başında bir kadın mühendis ile karşılaşan Yunanistan Başbakanı Venizelos, Sabiha Rıfat Gürayman’ı tebrik edip ülkesinde ondan büyük bir övgüyle bahsetmiştir. Gürayman, TBMM inşaatında da aynı dönemde görev yapmıştır.
“Sabiha Rıfat Gürayman'a Anıtkabir Hediyesi”
Gürayman’ın bu başarılarının gelecek nesillere örnek olması gerekirdi. Eskişehir’de yaşayan ve kendi dalında başarılı olan Kimya Mühendisliği’nden emekli öğretim elemanı Günseli Naymansoy tarihimizdeki öncü kadınlarımızın hayatını incelemiştir. İlk kadın inşaat mühendisimiz olarak adından söz ettiren Sabiha Rıfat Gürayman’ın hayatını bir konferansında konu olarak ele almıştır. Bu başarılı öncü kadınlarımızı daha geniş kitlelere tanıtmak amacıyla “Atatürk’ün Mühendis Kızları”, “Bilimde Cumhuriyet Kadınları”, “Türkiye’de Bilim ve Kadın” ve “50 Öncü Türk Kadını” gibi kadınların bilimde yerini anlatan önemli kitaplar yazmıştır. Kitabında Sabiha Rıfat Gürayman’ın hayatından da bahsetmiştir. Günseli Naymansoy, Gürayman’ın Anıtkabir inşaatında kontrol mühendisi olarak görev yapan ilk kadın inşaat mühendisimiz olması sebebiyle unutulmaması ve hak ettiği değeri bulması için resminin Anıtkabir Hürriyet Kulesi’ne konulmasını istediğini belirterek Genel Kurmay Başkanlığına müracaat etmiştir ve isteği kısa sürede kabul edilmiştir. Bunu yürekten istediğini belirterek Günseli Naymansoy Yeni Şafak gazetesinin 28 Aralık 2008 tarihli bir konuşmasında şunları dile getirmiştir:
"Bu doğrultuda Genelkurmay Başkanlığı'na Aralık ayının başında mektupla müracaat ettim. Genelkurmay Başkanlığı'nın talebime olumlu yanıt verip bunu yerine getireceğini yazıyla tarafıma bildirmesi, beni çok mutlu etti. 29 yıllık kimya mühendisiyim ve ilk kadın mühendisimiz Sabiha Gürayman'ı üç yıl önce ve büyük bir çaba göstererek buldum. Genç meslektaşlarımızın, bize bu yolu açan Gürayman'ı tanıyacak olmaları memnuniyetimi bir kat daha artırıyor. Bu aynı zamanda ülkemizde kadın belleğinin oluşmasına da küçük bir katkı olacaktır."
“Fenerbahçe’nin İlk Sarı Meleği”
Mühendislik mesleğinin gereklerini yaparken aynı zamanda sosyal hayatını da en güzel şekilde devam ettiren Gürayman, voleybol kulübüne katılarak adından daha çok söz ettirmiştir. 1928 yılında Fenerbahçe Voleybol Kulübü bir oyuncu eksikliğinden dolayı kapandığında kulübe dâhil olmak istemiş ve ilk kez bir Türk kadını voleybol filelerinin önünde görülmüştür. Fenerbahçe Voleybol Kulübü’nde erkek voleybolculardan geri kalmayan Gürayman’ın başarılarını gören kulüp yetkilileri onu takımda oynatabilmek için hemen harekete geçmişlerdir. Beş erkek ve bir bayan oyuncudan oluşan takım o yıl bütün rakiplerini yenmiş ve takım arkadaşları tarafından “Uçan Parmaklar” diye hitap edilen Sabiha Rıfat Gürayman böylece Fenerbahçe Voleybol Kulübü’nün ilk sarı meleği olmuştur.
Sabiha Rıfat’ın Gürayman’ın hayatının konu alındığı “Uçan Parmaklar” adlı belgeselde Gürayman’ın yeğeni olan Beyhan Susup voleybolda başarılı olmak için nasıl çalıştığını şu sözlerle açıklıyor:
“Voleybolda başarılı olmak için çok çalıştı çünkü erkeklerle oynayan tek kadın. Kadınların içinde kendinizi ispat edebilirsiniz ama erkeklerin gücüyle kendinizi ispat etmek biraz zor. Herkes bir antrenman yaparken o 2,3 antrenman yapıyordu. Anıları vardı ailesiyle ilgili kendi çocukluğuyla ilgili eğitim hayatıyla ilgili iş hayatıyla ilgili emeklilik hayatıyla ilgili çok güzel anıları vardı onları paylaştık beraber. Voleybol çok sevdiği bir spordu kulüpte oynadığı için çok gururluydu hatta o zaman ona uçan parmaklar dendiğini söylerdi.”
“Sabiha Rıfat Hanım Tüm Servetini Şehit Çocuklarının Eğitimine Bağışladı”
Sabiha Rıfat’ın kendisi de bir asker çocuğu olduğu için şehit çocuklarının okuması gerektiğini düşünmüştür. Bu yüzden de çalışma hayatında elde ettiği tüm servetini İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı'na ve Fevzi Akkaya Temel Eğitim Vakfı'na bağışlamıştır. Bu vakıflar aracılığıyla burslar vererek birçok şehit çocuğunun eğitim masraflarını karşıladı. Ve cumhuriyet tarihimizin ilk kadın inşaat mühendisi olan Gürayman 4 Ocak 2003 tarihinde, 93 yaşında hayatını kaybetti.
KAYNAKÇA
Yasemin Tümer Erdem, Halime Yiğit/ Bacıyan-ı Rum’dan Günümüze Türk Kadınının İktisadi Hayattaki Yeri /2010
Mehmet Karaca, Mustafa Kaçar, Tuncay Zorlu, Burak Barutçu, Atilla Bir, C. Ozan Ceyhan ve Aras Neftçi / İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mühendislik Tarihimiz /2012
Sabiha Rıfat Gürayman'ın Anısına "Uçan Parmaklar" /Yapım-Yönetim; Gültekin Turgut, Berna Yılmaz, Bahadır Ula /FB TV /2010
Türkiye’de Bilim ve Kadın (Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 18-19 Ekim 2007’de düzenlenen Çalıştay)
Cumhuriyet ve Kadın (Sempozyum: 6-7-8 Kasım 1998 Kadınlar Derneği Yayını.)
http://www.bilimtarihi.org/bilimadamlari/gurayman/biyografi.htm
http://yenisafak.com.tr/gundem-haber/anitkabire-resmi-asilacak-28.12.2008-159015
Anahtar Kelimeler; Sabiha Fırat Gürayman, Uçan Parmaklar, Atatürk, Fenerbahçe, Sarı Melekler, Anıtkabir, Kız Köprüsü, Beypazarı