PUSLU KITALAR ATLASI
“Sana izin veriyorum, git. Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun binbir halinden korkma.”
İhsan Oktay Anar
Puslu Kıtalar Atlası, postmodern edebiyatın çeşitli tekniklerini ele alarak yazılmış bir romandır. Romanın bu özelliğini daha iyi anlayabilmek için İhsan Oktay Anar’ın eserlerinin edebiyat dünyası içinde nasıl konumlandırılabileceğini kavramak, Puslu Kıtalar Atlası’nı da daha iyi anlamayı sağlayabilir. İhsan Oktay Anar’ın yayımlanan ilk kitabı olan “Puslu Kıtalar Atlası” 17. yüzyıl İstanbul’unda geçen “fantastik” bir hikâyeyi konu alır.
Hikâyenin merkezinde gerçek dünyada gezip, maceralar yaşayabilecek kadar cesur olmayan, içtiği uyku şurubuyla uzun rüyalar gören ve bu rüyaları konu aldığı bir atlas hazırlayan Uzun İhsan Efendi ve oğlu Bünyamin vardır. Bünyamin ve babasının yaşadıklarını anlatan romanda olaylar ilerledikçe gerçeklik ve kurgu arasındaki çizgi de gitgide belirsizleşmeye ve neyin gerçek, neyin düş olduğunu anlamak giderek zorlaşmaya başlamıştır.
Haziran ayı boyunca kullanıcılarımız tarafından en çok ödünç alınan bilgi kaynağı İhsan Oktay Anar’ın yazmış olduğu ‘Puslu Kıtalar Atlası’ olmuştur.
Yer numarası bilgilerine ulaşmak için tıklayınız.
