MARİLYN MONROE
Norma Jean Baker – Monterson
(1 Haziran 1926, Los Angeles – 5 Ağustos 1962, Brentwood)
1 Haziran 1926 tarihinde Los Angeles’ta Norma Jean Baker adıyla Gladys Pearl Baker’ın üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelir. İki kardeşi annesinin ilk evliliğinden olur. Norma Jean, babasının kim olduğunu hiçbir zaman öğrenemez ve bu sebepten evliliklerinde eşlerini hep baba yerine koyar.
Annesinin ailesinin geçmişi psikolojik rahatsızlıklarla doludur. Dedesi ve dayısı psikolojik rahatsızlıklarından dolayı hastaneye yatırılır ve dayısı hastaneden çıktıktan kısa bir süre sonra intihar eder.
Annesi artık bu zorlu yaşama ayak uyduramaz ve psikolojisi giderek daha fazla bozulmaya başlar. Annesi sinir hastalıkları hastanesine yatırılır ve ömrünün sonuna kadar hastane de kalır.
Annesinin hastaneye yatırılması üzerine bakacak kimsesi olmayan Norma Jean yetimhaneler ve koruyucu aileler arasında mekik dokur. Koruyucu ailelerde birçok kez tacize uğrar. 16 yaşına geldiğinde artık böyle bir yaşam sürdürmek istemediğine karar verir. Bir fabrikaya girer, sonra modellik yapmak için ajanslara başvurur.
İlk evliliğini 16 yaşında aile dostlarının oğlu olan Jim Dougherty ile yapar. Eşine evlilikleri boyunca “Babacık” manasına gelen “Daddy” olarak hitap eder, eşi bundan hoşlanmasa da. Bu evlilik onun için bir kaçıştır, evlilikleri fazla uzun sürmez.
Fabrikada çalışmaya devam eder, o arada da modellik yapar. Modellik için altı aylık sözleşmelerle iş bulur.
Artık dergilerde de resimleri çıkmaya başlar. 20 yaşına geldiğinde ismini “Marilyn Monroe” olarak değiştirir. İlk oyunculuk deneyimi “The Shocking” filminde santral görevlisi rolüyle birkaç dakikalık bir sahnesiyle olur. Modellik ve film teklifleri gelmeye başlar.
Kendini oyunculukta geliştirmek için New York şehrine giderek ünlü isimlerden eğitimler aldı. Bu kurslar ve doğal yeteneği sayesinde aranılan kişiler arasında yerini alır. Bazı filmlerde dans ve şarkı rolleri nedeniyle dans ve ses eğitimi de almayı ihmal etmez.
Bu dönemde psikolojik rahatsızlık kendini göstermeye başlar ve annesi gibi hayatının hastane köşelerinde geçmesinden korkar. Kendisi bu korkuları, endişeleri tuttuğu günlüklerde de yansıtır. En ünlü psikiyatristlere gider ve gittiği her doktor kendisine farklı bir tedavi uygular. Fakat Marilyn Monroe’nun psikolojik rahatsızlığının giderek artmasına neden olan tedavinin Sigmund Freud’un geliştirmiş olduğu, psikologların o dönem sıkça kullandıkları çocukluğunda yaşadığı olumsuzlukları tekrar hatırlama metodu olduğu söylenir.
Kendisini ilaçların ve alkolün ardına saklar, bunları kaçış olarak görür. Bir müddet sonra bu ilaç ve alkol kullanımı kişiliğinde olumsuz değişikliklere yol açar.
İkinci evliliğini Amerika’nın en ünlü Beyzboll oyuncusu Joe DiMaggio ile yapar. Joe, Marilyn’nin bu hareketli hayatına ayak uydurmayarak Marilyn üzerinde baskı kurar. Daha sakin bir yaşam isteyen Joe DiMaggio ile dünyaya daha çok ismini duyurmak isteyen Marilyn Monroe boşanır. Bu ayrılıktan sonra Marilyn Monroe’nun psikolojisi iyice bozulur. Kendini eve kapatır, içkiyi ve ilaç içimini giderek çoğaltır.
Joe DiMaggio, Marilyn Monroe’yu bu durumdan kurtarmak adına akıl hastanesine yatırılmasına yardımcı olur. Kendisini devamlı ziyaret eder ve hastane masraflarını karşılar. Tam iyileşemese de hastaneden çıkmak ister. Bu nedenle Joe DiMaggio kendisini hastaneden çıkarır.
Hastaneye yatırılması işlerini olumsuz etkiler. Film teklifleri artık gelmemeye başlar. Bu nedenle biraz dinlenmek ve toparlanmak için nefret ettiği Los Angeles’tan New York’a geçici süreliğine taşınır. Los Angeles’a geri döner ve bir süre film işi gelmez bu da kendisini fazlasıyla üzer.
Marilyn Monroe, artık rol ve istekleri konusunda daha kararlıdır. Film teklifleri gelmeye başlar. Kendisi sözleşme kurallarını belirler, sözleşme kuralları ise istediği yönetmen ve oyuncu ile çalışmak ve istediği zaman başka film şirketleriyle çalışmaktır.
Canlandırdığı roller ile birçok ödül alır ve bazı ödüllere de aday gösterilir. Savaş alanlarındaki askerlere moral sağlamak için konserler verir.
Bir filmde yönetmen Arthur Miller’la çalışır ve aralarında bir aşk başlar. Marilyn Monroe üçüncü evliliğini Arthur Miller’la yapar. 6 yıl boyunca evlilikleri devam eder. Marilyn Monroe duygularını en uçlarda yaşayan biridir ve boşandıktan sonra ağır bir buhran yaşar.
Artık kendini işine ve hayata veremez hale gelir. Son filminin çekimlerine geç gitmeye ya da hiç gitmemeye başlar. Film çekimlerinde de içki içip, kullandığı ilaçların sayısını arttırır. Çekimlere çıkmadan önce saatlerce tekrar tekrar makyaj yapmaya başlar. Bir keresinde hastayım diyerek çekimlere gelmez ve J. F. Kennedy’nin yaş gününü kutlamaya film şirketinden izinsiz bir şekilde gider. Film şirketi ve yönetmen bu duruma sinirlenir ve sözleşmesi iptal eder.
Filmi Marilyn Monroe olmadan çekmek isterler. Fakat başrol oyuncusu Dean Martin; Marilyn olmadan oynamayacağını iletir. Bunun üzerine film şirketi Marilyn Monroe ile tekrar iletişime geçerek sözleşmeyi yeniler ve film çekimine başlar.
Marilyn Monroe, Amerika’da o dönem mafyaya yakınlığıyla bilinen ünlü sanatçı Frank Sınatra’yla aşk yaşadı. Ama Marilyn’i Amerika manşetlerinden düşürmeyen olay ise J. F. Kennedy ile olan ilişkisidir. Marilyn, J. F. Kennedy’i o kadar kafaya takar ki Beyaz Sarayı devamlı arar. FBI bu nedenle kendisi takip bile eder.
5 Ağustos 1962 gününe gelindiğinde Marilyn Monroe’nun evinin çevresini polisler sarmıştır ve evden ceset torbası içinde bir kadın cesedi çıkartılır. Marilyn Monroe’nun intihar ettiği gazetelerde manşet olarak verilir. Cenazesi Joe DiMaggio eşliğinde otopsi için hastaneye götürülür. Otopsi kurulu tarafından Marilyn Monroe’nun içki ile birlikte aşırı doz uyku ilacı içtiği açıklanır.
Marilyn Monroe, 8 Ağustos 1962 tarihinde Joe DiMaggio, Dean Martin, Frank Sinatra ve büyük bir kalabalık tarafından bir tabut içinde evinden alınır. Joe DiMaggio çok üzgün ve yıkılmış bir şekilde tabutu taşır. Los Angeles Westwood Village Memorial Parkta son yolculuğuna uğurlanır.
Joe DiMaggio, Marilyn Monroe için çiçeklerden yapılmış kalp şeklinde bir çelenk ve sonsuza kadar seveceğine dair bir yazı bırakır.
Elton John, Marilyn Monroe için bir şarkı yazdığı bile bilinir.