Koş Forrest, Koş!

“Sihirli bir ayakkabınız olsaydı nereye gitmek isterdiniz?”

“Tanrı hepimizin aynı olmasını isteseydi hepimizin bacaklarına demir takardı…”

“Koş Forrest, koş!”

Biz Forrest Gump ile böyle tanıştık. Forrest, bir kutu çikolatasıyla bankta öylece oturup güzel, ama bir o kadar da zorlu hikâyesini anlatmaya başlıyordu. İnsanlar geliyor, geçiyor, ama Forrest hiç ara vermeden anlatmaya devam ediyordu. O hiç yorulmadan tekrar yaşıyormuş gibi anlattı, biz de dinledik. Yaşamı diğer insanlardan biraz farklıydı, ama aynı zamanda çok özeldi. Belki onu bu kadar masum ve iyi niyetli yapan da diğer insanlardan farklı olmasıydı.

Zekâ seviyesinin normalin altında kalması sebebiyle Forrest, bazı dışlamalara maruz kaldı. Zekâ seviyesinin aksine duygusal zekâsı bir o kadar yüksekti. Forrest, yaşamına öyle güzel şeyler sığdırdı ki mutlu bir insan olarak kaldı hafızalarda. Forrest’in hayatına giren her insan onun için özel oldu ve hiç unutulmadı.

Yapım yılı 1994 olan bu filmi bugün izlediğimizde bile yeni bakış açıları keşfedebiliyoruz. Filmin bize anlatmak istediği en önemli şeylerden biri de hayatta umutsuzluğa yer olmadığı.

Eğer bu başyapıtı hâlâ izlemediyseniz, film Medya Merkezinde sizi bekliyor olacak. Hayata 1-0 geriden başlayıp bitmek bilmeyen azmi ile hayatında harika başarılara imza atan Forrest Gump’ın hikâyesini siz de dinleyin!

Bir Cevap Yazın

Scroll to Top
%d blogcu bunu beğendi: