Onca Yoksulluk Varken

“Dünyadaki ilgisizliklerin içinde en çok hangisi hoşunuza gidiyorsa onu seçmek zorundasınız, insanlar hep bu tip şeylerin arasında en iyi en pahalı ne varsa onu seçerler, milyonlara mal olan Naziler ya da Vietnam gibi. İnsanın ilgisini çekmek için milyonlar gerekir, milyonlar, onlara da içerlememeliyiz; çünkü sayılar küçüldükçe verilen değer de o denli azalır…”

Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Sevil Yıldız’ın oluşturduğu okuma grubunun bu dönem ele aldığı kitap “Onca Yoksulluk Varken” oldu.

Kitabı okumaya başladığınızda bir hayat kadınının oğlu olan Momo’nun, fahişelerin çocuklarına bakan Madam Rosa’yla birlikte geçen hayatına şahitlik etmeye başlayacaksınız.

Yalnız öyle böyle bir şahitlik olmayacak. Biri Müslüman biri Yahudi; ama ikisi de insan… Küçücük bir çocukken zor bir hayata gözlerini açmış Momo’nun hikâyesi sizi gerçekten üzebilir. Kitabın kapağını açmanın zor geleceği zamanlar yaşayabilirsiniz. Ama Momo ve Madam Rosa’dan öyle kolay kolay da kopamayacaksınız.

Momo ile Madam Rosa’nın birlikte geçen hayatını anlatan bu kitabı okuduğunuzda sadece hayatlarına şahitlik etmekle kalmayacak, yaşamın ne kadar enteresan olduğunu bir kez daha sorgulama fırsatı bulacaksınız.

Kitabı okurken beni etkileyen alıntılar işaretledim. Zaman zaman dönüp okuyorum ve her okuduğumda bu kelimelerin bize anlatmak istediği başka şeyler olduğunu keşfediyorum.

Sizin için de buraya birkaç alıntı bırakıyorum;

…”Madam Rosa yatağının altında Mösyö Hitler’in büyük bir portresini gizliyordu, mutsuz olup da hangi azizden medet umacağını şaşırdığında portreyi çıkarır, ona bakar, hemen kendini daha iyi hissederdi, ne de olsa büyük bir derdi eksilmiş olurdu.”…

…”Bana sorarsanız, eğer silahlı herifler varsa, çocukluklarında fark edilmedikleri içindir, hiç kimsenin gözüne çarpmamışlardır bir türlü. Ama dünyada çok çocuk olduğundan hepsini fark etmek olanaksızdır. Kendilerini fark ettirebilmek için açlıktan ölmek zorunda kalanlar bile var.”…

…”Fransa’da ergin olmayan çocukları çok iyi korurlar, ilgilenecek kimseleri olmayınca onları bir zindana yerleştirirler.”…

 …”Onu çok zor giydirebildim, üstelik bir de güzel olmak istedi, boyanırken aynasını tutmak zorunda kaldım. Neden en güzel giysilerini giymek istediğini anlamıyordum, ama kadınlık tartışılacak bir şey değildir.”…

“… büyüyünce ben de sefilleri yazacağım, çünkü söyleyecek bir sözü olan herkes bunu yazar.”…

…”Madam Rosa’nın savaş öncesinden kalma saçları giderek dökülüyordu; kendinde yeniden çarpışacak gücü bulduğunda da kadına benzer bir yanı olsun diye ona sahici saçlı yeni bir peruka bulmamı istiyordu. Şunu da söylemek gerekir ki bir erkek gibi kel oluyordu giderek, yürekler acısı bir durumdu, çünkü kadınlar buna hazırlıklı değildir. Madam Rosa yine kızıl bir peruka istiyordu, tipine en uygun renk buydu. Bunu kendisine nereden yürütebileceğimi hiç bilmiyordum.”…

 

Bu ve benzeri içerikler için https://betulozdmr.wordpress.com/

 

Bir Cevap Yazın

Scroll to Top
%d blogcu bunu beğendi: